Bütün dünyayı etkisi altına alan korona sürecinde yaşanan olumlu gelişmeler, hayat düzenimizin nasıl normale döneceği konusu gündeme getiriyor. Çin sınırları içerisinde ilk defa yeni vakaya rastlanmaması, virüsten ciddi olarak etkilenen ülkelerde vaka ve ölüm oranlarının düşüş göstermesi, ülkelerin hava yollarını açmaya başlaması, spor müsabakalarının çeşitli önlemlerle de olsa oynanması gibi birçok olumlu haber belki de yaşanan sürecin sonuna yaklaştığımız konusunda bizlere umut veriyor. Nitekim yaşayacağımız normalleşme sürecinin sonunda karşımızda bulacağımız düzen, eski düzenimize pek benzemeyebilir. Toplumların yaşam tarzları, geleneksel eğitim teknikleri, ülkelerin ekonomileri, alışveriş düzenleri ve hatta insanımız için sıcak bir merhaba niteliği taşıyan selamlaşma alışkanlıklarımız bile yaşadığımız sürecin sonunda ciddi şekilde değişecek ve farklılaşacakmış gibi duruyor. Koronavirüs sonrası yeni normal nasıl olacağı, herkes için ayrı bir merak konusu.
2 ay gibi kısa bir süre önceki alışkanlıklarımızı şimdikilerle karşılaştırmak, bize sürecin sonunda hayatımızda gerçekleşecek değişikliklerin alışkanlıklarımızı ne denli etkileyeceğine dair kuvvetli bir ipucu verebilir. Artık daha az markete gidiyoruz, daha az tüketiyoruz, daha az insan görüyoruz. Bütün değişimlerin yanı sıra sosyal hayatımız hiç olmadığı kadar değişim gösteriyor. Sürecin sonundaki ışık yavaş yavaş görünmeye başlıyor, kendimizi yeni normale nasıl hazırlayacağımız ise artık üstüne kafa yormamız gereken konulardan biri oluyor.
KORONA ÖNCESİ NASILDI?
Yaşadığımız süreçteki değişimi tam olarak anlayabilmek adına eski davranışlarımızı hatırlamakta fayda var. Daha 2-3 ay önce sabah kalkıp işe gidiyor, arkadaşlarımızla buluşabiliyor, hafta sonu nereye gideceğimizi düşünüyor veya yaz tatili için planlar yapıyorduk. Kalabalık konserlere ve etkinliklere, alışveriş merkezlerine korkmadan gidebiliyor ve istediğimiz yerde oturup çay içme keyfini yaşayabiliyorduk. Belki de hepsinden önemlisi korona öncesinde insanlar sevdikleriyle istedikleri kadar vakit geçirme imkanına sahipti.
Kısa bir süre öncesinde evde oturacak vakti bulamıyorduk. Çocuklar sabah kalkıp okullarına gidiyor, insanlar işe yetişme telaşı içinde hızlıca yürüyor ve karmaşa içerisinde hayatlarına devam ediyorlardı. Sosyal mesafe kavramıyla henüz tanışmamış olmak büyük kuyruklar oluşturmamıza izin veriyordu. Kalabalık otobüslerin içinde uzun süre kalabiliyor ve herhangi bir şekilde hastalanmak aklımızın ucundan bile geçmiyordu. Nitekim 10 Mart 2020 tarihinde kayıtlara geçen ilk korona virüs vakası Türkiye’de yaşadığımız değişimi başlatan olay oldu.
KORONA DÖNEMİNDE ALINAN ÖNLEMLER HAYATIMIZI NASIL DEĞİŞTİRDİ?
Korona virüsün ülkemizde diğer ülkelerden daha sonra görülmesi bize süreç için tam olarak hazırlanma fırsatı vermese de en azından korona hakkında fikir sahibi olmamıza yardımcı oldu. 10 Mart 2020 tarihinde ilk vakanın açıklanmasının ardından 17 Mart 2020 tarihinde açıklanan ilk can kaybı herkesin durumu daha ciddiye almasına neden oldu ve hayatımız korona nedeniyle değişmeye başladı.
İlk olarak insanlarla el sıkışmamaya, sarılmamaya, kısacası birbirimize daha az temas etmeye başladık. Maskeler, eldivenler ve kolonyalar satın aldık. İşi uygun olanlar evlerinde çalışmaya başladı, şirket çalışanları ve yöneticileri belki de yeni çalışma modelinin nasıl olabileceği hakkında deneyim kazandı. Sokağa çıkma yasaklarının ilan edilmesi durumun daha ciddi olduğunu anlamamıza yardımcı oldu. 20 yaşın altındaki gençler ve 65 yaşın üstündeki yaşlılarımız için edilen uzun süreli yasaklar, dışarı çıkma imkanı olsa da çıkmak istemeyen insanlar evlerinde yeni bir düzen kurmaya başladılar. Kurulan bu yeni düzen sayesinde insanlarla daha az temas ediyor, alışverişlerimizi internet ortamında ve selamlaşmalarımızı birbirimizden uzak bir şekilde gerçekleştiriyoruz. Son yıllarda hızlanan “eğitim, çalışma ve eğlence sektörlerinin dijital ortama taşınma süreci” ise yaşadığımız salgın süreci ile birlikte hızlanmışa benziyor.
KORONAVİRÜS SONRASI YENİ NORMAL DİJİTAL DÜNYA
Korona salgınından sonra değişen insan alışkanlıkları dijital alandaki çalışmaları ve araştırmaları hızlandırmışa benziyor. İlkokul, lise ve üniversite eğitimlerinin dijital ortamda verilmesi sonucu yaşanan sorunlar, uzaktan çalışma modelinden teknolojik alt yapı yetersizliği nedeniyle verim alamayan çalışanlar ve yöneticiler veya insanların çevreleriyle ve sevdikleriyle iletişim kurarken yaşadığı bağlantı problemleri dijital alışkanlıklarımızın ve altyapımızın henüz hazır olmadığını bize gösteriyor. Korona salgınından daha büyük problemlerin yaşanma ihtimali, uzaktan çalışma ve eğitim modellerinin sağlıklı ve verimli bir şekilde kurabilmenin geleceğimiz açısından önemini ortaya koyuyor.
İnsanlar, şirketler ve çalışanlar, eğitimciler ve devletler korona süreciyle birlikte teknolojinin önemini bir kez daha kavramak zorunda kalıyor. Özellikle eğitim sürecinde yaşanan sorunlar her öğrencinin eşit şekilde eğitim almasını ve derslere ulaşmasını engelliyor. Yaşanan durum teknolojik cihazların ve internetin lüks olmaktan çıkıp bir ihtiyaç haline geldiğini gösteriyor. Yeni normal bize hem teknolojik olarak kendimizi geliştirmemiz hem de değişime ayak uydurmamız gerektiğini gösteriyor.
İNSANİ BİR İHTİYAÇ: SOSYALLEŞMEK
Korona salgını boyunca değişen en büyük alışkanlıklardan biri de sosyal yaşantı oldu. Virüsün yayılma hızını negatif etkileme ihtimalinden dolayı kapanan kafeler, tiyatrolar, sinemalar, iptal edilen etkinlikler, konserler insanların çevreleriyle iletişim kurmalarını zorlaştırdı. Bazı aktivitelerin ve alışkanlıkların ev ortamında gerçekleştirilememesi insanların ilgilerini ve sosyal yaşantılarını internet ortamına taşımasına neden oldu. İnsanlarla iletişim kurma biçimimiz değişti ve bunun sonucunda telefon ve görüntülü konuşma uygulamalarının kullanım oranları büyük bir artış gösterdi.
İşin ilginç yanı yapılan araştırmaların salgın tamamen ortadan kalksa bile insanların aynı alışkanlıklara dönmeyi düşünmediklerini göstermesi. Virüsü tamamen yensek bile alışkın olduğumuz aktiviteleri salgın bitmesi halinde yerine bulamayabiliriz. Yükselen film veya dizi izleme alışkanlıkları, kitap okumanın popülerleşmesi, online eğitimler sayesinde insanların kendilerini geliştirme fırsatlarını yakalaması bizlere uzun bir süre daha eski sosyal yaşantımıza geri dönemeyeceğimizin sinyallerini veriyor.
KORONAVİRÜS SONRASI YENİ NORMAL NELERİ DEĞİŞTİRECEK?
Korona virüs sonrası yeni normalimiz bizlere eskiden yaşadığımızdan çok daha farklı bir hayat sunacağa benziyor. Yaşam tarzımız, eğitim sistemleri, ekonomiler, alışveriş alışkanlıklarımız ve hatta selamlaşma hareketlerimiz bile şimdiden çok değişmiş durumda. Sürecin ne kadar süreceğini ve bittiğinde nelerin tam olarak değişeceğini bilmek elbette çok zor. Nitekim bazı belirgin ipuçları gelecek hakkında fikir sahibi olmamıza yardımcı oluyor.
YAŞAM TARZI
Salgının etkileri azalsa bile ikinci dalganın gelme veya virüsün mutasyona uğrama ihtimali kamuoyunu korkutuyor. Uzun bir süre daha sosyal mesafe kurallarına uyarak, maske takarak veya hijyen kurallarına yüksek önem göstererek yaşamaya devam edecekmiş gibi görünüyoruz. Uzaktan çalışma modeline uygun işler yaşadığımız süreçte test edilme imkanı buldu ve büyük teknoloji devleri dahil olmak üzere çoğu şirket yeni çalışma alışkanlıklarını denemek konusunda istekli görünüyor. Kısacası çalışma şeklimiz, insanlarla iletişim kurma yöntemlerimiz ve eğlenme alışkanlıklarımız dahil birçok davranışımız korona sürecinin sonunda köklü değişiklikler yaşayacakmış gibi duruyor.
EĞİTİM
İlkokul, lise ve üniversitelerde çoktan farklı eğitim modelleri denenmeye başlandı. Test edilen eğitim modellerinin ne kadar verimli olacağını tahmin etmek zor. Öğrencilerin bu yolla işlenen konuları ne kadar anlayabileceği merak konusu ancak VR teknolojisini ya da görüntülü konuşma sistemlerini kullanan birçok yeni uygulama interaktif eğitim modellerini uygulanabilir kılmakta. Yaşanan süreç dünyada uzaktan eğitim sistemi geçilmesi için yeterli teknolojik altyapının bulunmadığını gösterse de yeterli yatırım kısa sürede yeni sistemi geçişimizi başlatabilir. Yine de yeni düzenin yeterli teknolojik cihaza erişim sağlayamayan çocuklar için dezavantaj yaratacağını unutmamak gerekiyor.
EKONOMİ
Korona salgını dünya ekonomisinin ve dolayısıyla ekonomimizin negatif olarak etkilenmesine sebep oldu. Bütün dünyada tüketim alışkanlıklarının değişmesi ve kriz halinin insanları sadece ihtiyaçlarını tüketmeye yöneltmesi önce eğlence ekonomisinin ve sonra da lüks ekonomisinin büyük düşüş yaşamasına sebebiyet verdi. Amerika, Çin ve Rusya gibi dünyanın en büyük ekonomilerinde durgunluk yaşanması bekleniyor. Yaşanan durgunluk ve küçülen ekonomiler ise işsizlik oranlarının artış gösterebileceğini belirtiyor.
ALIŞVERİŞ
Salgın sürecinin tüketim alışkanlıklarımızı da ciddi şekilde değiştirdiği görülüyor. Artık markete gitmek yerinde online platformlardan siparişlerini verenlerin sayısı bir hayli yükseldi. Giyim-kuşam, elektronik aletler, yiyecek ve içecek ve benzeri birçok sektör satış işlemlerini internet ortamında gerçekleştirmeyi hedefliyor. Virüs tehlikesinin devam etmesi online yapılan alışverişleri daha hijyenik bir hale getiriyor. Ulaşabilecek ürünlerin kalitesi ve çeşidi arttıkça da insanların alışveriş işlemlerini internet üzerinden gerçekleştirmesi kolaylaşıyor.
TATİL
Koronavirüs salgını insanların tatil alışkanlıklarını da değiştireceğe benziyor. Kalabalık sahiller ve oteller, virüsün yayılma ihtimali nedeniyle insanların tercih alanlarının dışında kalıyor. Aile bireyleri ile izole bir şekilde yaşanabilecek yeni yerler ve seçenekler ilerleyen dönemlerde insanların ilgisini daha çok çekecektir.
Koronavirüs sonrası yeni normal, Koronavirüs sonrası yeni normal, Koronavirüs sonrası yeni normal, Koronavirüs sonİlgili içerikler
